Advertisement

"İşler kötü" diye başka ülkede umut aramak neden iyi bir fikir değil?

Zeynel -
3 yıl önce

3 yıl önce güncellendi.

Şu sıralar genç neslin ülkeden umudunun kalmadığı ve özellikle birçok gencin "daha iyi bir gelecek" için yurt dışına gitmek istediği konuşuluyor. Bunun ortaya çıkış nedenini ele almayacağım, bu zaten gün gibi ortada. Ancak umut gerçekten başka yerlerde olabilir mi?

Önce neyi kastetmediğimi söyleyeyim. Birkaç sene için yurt dışına gidip, Türkiye'ye dönmekten bahsetmiyorum. Uzun seneler burada çalışıp, başka bir ülkeye taşınmaktan veya burada yapılamayacak bir iş için taşınmaktan da pek bahsetmiyorum.

Bu konu elbette birçok değişkeni olabilecek, kesin sözlerle konuşmanın zor olduğu bir konu.

Umudu ülkeden kesip, daha iyisini yurt dışında bulacağını düşünerek umudu başka yerde aramak, bir serap görmekten farklı değildir. Evet, gittiğiniz yerde biraz su olabilir, ancak evinizi bıraktığınıza gerçekten değecek mi? Bu, sadece etrafınızdaki insanları değiştirmek, farklı bir kültürün içerisinde yaşamaktan ibaret değildir. Bu toprakların insan ile bir bağı vardır.

Her şeyin para olduğunu düşünenler, bunun ne demek olduğunu anlamayabilirler.

Bu noktada en büyük yanılgılardan bir tanesi, diğer ülkelerin bizden "daha iyi, daha medeni" vs. olduklarını düşünmektir. Teknolojide, birazdan kısaca değineceğim yaşam tarzının bazı noktalarında bu doğru olabilir ancak öyle noktalar vardır ki, kendileri için önemsizdir ancak bu noktalar sizin canınızı sıkar.

İşin bir başka bir yanı, bazen içine düşülebilen, kendi haline bakmadan "üstün gördüğü başkasına" özenmek hatasıdır. Bence ülkemiz insanının önemli bir bölümü, yaşam tarzı, idealler bakımından bazı şeyleri benimsemekten henüz çok uzak. Üstelik buna en eğitimliler de dahiller. Örneğin yolda yürürken kendi çizgisinde değil, sizin üstünüze doğru yürümeyi "üstünlük" sananlar hiç az değiller. Arabasıyla yaya olarak sizi veya bisikletinizi ezercesine üstünüze gelmeyi de büyüklük göstergesi yapanlar var. Eğer biraz parası ve önemli gördüğü bir işi varsa, insanların olduğu yerde dakikalarca bağırarak konuşmayı bir ihtiyaç olarak görenlerin sayısı hiç az değil. Şirkette genel müdürünüz, potansiyel her ek kuruşu şirketin kasasına koymak için kendi çalışanlarını dibine kadar sömürmeyi marifet görüyor, üstelik kendisinin mükemmel olduğunu düşünüyor. E, yurt dışını üstün veya daha iyi gördüğünü söyleyen sensin fakat o üstün gördüğün bu kadar bayağı davranışlar içerisinde değil! Bu durumda sen kendi mantık kurallarınca kendinle çelişki içerisindesin, orada ancak rezil olursun. Bu büyük toprak seni bu haline rağmen burada çıtını çıkarmadan tutarken çıktığın maceranın seni büyüteceğinden emin misin?

Şartların kötülüğü, ülkeyi "durum kötü" diye bırakıp gitmek ve "kusursuz" yeni bir hayat kurmak için mazeret olmamalıdır. Bu ülke, onu zor zamanında bırakıp gitmemiş olanlar ve gitmeyecekler sayesinde var ve gelecekte de onlar sayesinde var olmaya devam edecek. Unutmamak gerek ki ülke kuruluş döneminde, bugünkü gençlerin önemli bir kısmının hayal bile edemeyeceği zor zamanlardan geçti. Bugünkü durumun iyi olmadığı apaçık ortada, ancak düzeldiğinde gitmiş olanlardan mı olmak istiyorsunuz?

"Hadi be oradan" diyor olabilirsiniz. O halde Atatürk'ün Gençliğe Seslenişi'ni okumamışsınız demektir. Ne üzücü ki Andımız'ı unutmuşsunuz demektir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

Bu yazıyı faydalı buldunuz mu?
0 0
Bu sayfayı paylaşın:



 
Hiç yorum yok. İlk yorumu yapan siz olun!