Güncelleme (17.03.2002)

Zamanında "Vatan Partisi" ile gördüğümüze benzer bir vakayla karşı karşıyayız. İşgal işini kılıfına uyduramayan, pek haksız çıktığını fark eden muhalif görünümlü medyanın gazetecilerinin önemli bir kısmı, şimdilerde bu işe "büyük oyunun parçası" demeye başladı. Yani bir takım "güçler" bir şeyler çeviriyor ve sözde Rusya, bu işin parçası oluyor. Yani "dış güçler", o müthiş akıllı olduğunu söyledikleri Putin'i yönetiyor. 

Kısacası baştan beri dedikleri "Putin'i kullanıyorlar" lafının bir başka şekli bu. Ancak NATO ve ABD'nin savaşa dahil olmamak için dikkatli davranması, "Putin'i kullanıyorlar" diyenlerin dengesini bozdu ve o yüzden şu sıralar "büyük oyun" lafını daha uygun buluyorlar.

Hemen söyleyelim, kendi içinde çelişkili bu sözler doğru tespitler değildir. Apaçık şekilde Putin, rüyalara kapılmıştır, sayısız insanın ölümüne yol açmıştır ve şu an büyük bir hüsranın içinde dolaşmaktadır. Birileri Putin'in bu rüyalara kapılmasını sağladıysa, o halde sormak gerekir. Putin'e "usta" diyen, "müthiş zeka" diyen sizdiniz, ne oldu da Putin çocuk kandırır gibi kandırılır oldu? Bu düşünceyle herhangi bir katil, "beni kandırdılar" diyebilir, zaten birçoğu diyor da...

"Büyük bir oyunun parçası" diye insan yapımı tanrısal bir güç oluşturup, onun her olayı yönettiğine inanır, her şeyin onun etrafında dönüştüğüne inanırsanız, sizi hiçbir şeye inandıramayız. Çünkü onu ilah gibi görmeye başlamışsınız demektir. Bunu son olarak Covid-19'da gördük; teknolojiyle hiç ilgilenmeyenler, aşının "Bill Gates tarafından yapıldığını" ve bize çip yerleştirdiklerini söyledi!

Bunun üzerinde durulması gerekiyor, çünkü bu "ekseninden kaymış fikirler" yüzünden halkın kafası karışıyor. Bütün dünya bu işgale karşı gelirken bizde "muhalif" olduğunu düşündüğümüz gazeteciler, tam aksi yönde gitmeye başladılar.

"Gerçek" derken, bu kadar gerçekten sapılması gerçekten üzüntü verici. 

Orijinal makale

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi hakkında söylenecek birkaç önemli şey var. Ben tüm bu konulara hakim olduğumu ileri sürmüyorum, ancak hakim olduğunu düşündüklerimizin çuvalladığını gördükten sonra, susmak olmazdı.

Gerçek derken gerçekten dışarı kaymak

Gerçekleri söyleyen üç beş TV yayınının önde gelenlerinden birinin Ukrayna'nın işgal edilmesiyle birlikte ayrı bir telden çalmaya başlaması, üzücü gelişmelerden biri oldu. Elbette sadece bu kanal değil, izlediğim birkaç ekonomist ve bu kanala çıkan birçok konuk, aynı garip çizgiden gitmeye başladı: Savaşı desteklemiyorum derken savaşı ve Rusya'yı desteklemek.

ABD'nin orta doğuda yaptıklarını biliyoruz, hiçbir emperyalist ülkenin başkalarının iç işine karışmasını destekler değilim ve değiliz. Ancak bu durumda ABD'nin tüm söyledikleri doğru çıktı. Ne yazık ki önde gelen gerçek söylediğine inandığımız medya, bunun "Rusya'yı bir tahrik" olduğunu söyledi ve içinde bulunduğumuz NATO'yu düşman ilan etti. Böylece açık açık söyleyemeseler de, Rusya'nın işgaline üstü kapalı hak verdiler.

Bu kesim şimdilerde "savaşa hayır" demeye başladı, ancak burada da insanların kafasını karıştıracak bir şey var. Zira ortada apaçık demokratik bir ülkenin işgali var ve "savaş" kelimesine vurgu yapmak, bunun iki ülke arasındaki bir çekişme gibi görünmesine neden oluyor. Tam aksine Ukrayna, bir kurtuluş mücadelesi veriyor, ortada bu anlamda bir "savaş" var.

Putin'in sonu geliyor

Uzatmadan bu hikayeyi az çok bildiğimizi hatırlatmak istiyorum. Putin, tam anlamıyla farklı bir dünyada yaşayan, gerçekten kopan "lider" görüntüsü veriyor. Bu dönemde gerçekten bir yerleri "fethedeceğini" sanmak, akıl dengesi anlamında incelenmesi gereken bir şeydir. Bununla birlikte aklını kaybettiğini söylemiyorum - Putin ve etrafındakiler tam anlamıyla yapılanlardan sorumludur ve hayatta kalırlarsa, bundan dolayı yargılanmalıdır.

Ben Putin yönetiminin Rusya'yı ciddi bir ekonomik sıkıntıya sürüklemenin eşiğinde olduğunu düşünüyorum. Gerçekten sapan muhalif medyanın söylediklerinin aksine Avrupa ve ABD, bence ciddi yaptırımlar yapacaklar ve bu durum, Putin'in ve Rusya'nın boğazını sıkacak. 

Bazılarımızın utanç verici bir biçimde içten içe hayranlık beslediği Putin'in yönetiminin, bir Rus askerini yanlışlıkla öldürmemiz karşılığında onlarca askerimizi bir defada şehit ettiğini hatırlatmak isterim. Putin bu anlamda çok tehlikeli olabilir ve insanlık suçu olacak bir işe kalkışabilir; bunu yaparken gözünü kırpmayacağını düşüyorum. Tüm gereken, kazanacağına inanması.

İşte tam burada o "satranç ustası" denen, her hamlesinin bilmem kaç hamle ötesindeki olasılıkları ustalıkla düşündüğü iddia edilen Putin, büyük bir yanılgıya düşüyor, aslında burnunun dibini bile göremiyor. Tıpkı ABD'nin orta doğuda defalarca düştüğü yanılgılar gibi. Ancak bana sorarsanız Putin'in durumu şu an bile çok daha kötü, çünkü ortada demokratik bir ülkeye göz göre göre yapılan bir işgal var.

"Avrupa Ukrayna'yı yalnız bıraktı" saçmalığı

Başta da söylediğim üzere, işin uzmanı değilim ancak uzman olmaya gerek yok çünkü bu iddiayı ortaya atanlar ne üzücü ki samimi değiller. Eğer NATO veya ABD Ukrayna'ya girip Rusya'yla doğrudan çatışsaydı, bu kez "bak işte, ABD dünya savaşı çıkardı" diyeceklerdi. Nereden mi biliyorum? Gayet açık, çünkü daha en başından beri "bu işi ABD yapıyor, o tahrik ediyor" diyorlar, siz düşünün ABD veya Avrupa orada askerini kullansa neler diyecekler?

"Savaşa hayır" yanlış tespit, muhalefet partileri bile tespit edemedi...

Dolayısıyla bu duruma "savaşa hayır" demek, yanlış bir tespitin sonucunda insanların yanılmasına yol açacaktır. Bugünkü durum itibariyle ortada saldırıya uğrayan bir ülke ve onu haksız yere işgal eden bir ülke var. Doğrusu "işgale hayır" olacaktır, eğer farklı tür bir savaşa dönüşürse o zaman "savaşa hayır" dersiniz. 

Sıradan bir vatandaşın olan bitenler karşısında "savaşa hayır" demesi kabul edilebilir, ancak olayların başlamasının üzerinden bunca gün geçtikten sonra bazı muhalefet partilerinden sözcülerin çıkıp "savaşa hayır" demesi kabul edilemez. Belki "yanlış anlıyorsun, öyle demek istemedik" diyeceklerdir, ancak burada yanlış anlamaya yer vermemelisiniz. Mesela aynı partinin genel başkanı, gayet açıkça ve doğruya yakın konuştu. 

"Biz Ukrayna'yı destekliyoruz" demek yerine belki "biz Ukrayna'nın haklı mücadelesini / savaşını destekliyoruz. Biz Ukrayna'nın bağımsızlığını destekliyoruz. İşgale kesinlikle karşıyız ve bu kesinlikle kabul edilemez" denmelidir. Ukrayna kendini savunmaz, teslim olursa, bizim de diyecek bir şeyimiz olmaz - o yüzden taraf olduğumuz şey Ukrayna'dan ziyade tüm ülkelerin bağımsızlığıdır. İktidarın bu konuda yaptığı ilk açıklama doğruydu, ancak sonrasında her zaman olduğu gibi farklı bir şekil almaya başladı. 

"Putin iyi etrafı kötü, onu tahrik ediyorlar, sen onu bilmezsin"

Biz bunun bir benzerini kendi içimizde çok duyduk, siz de duydunuz "muhalif" medya. Buna siz de, biz de "hadi be oradan" dedik. Şimdi yine diyorum: Yani satranç ustası Putin aslında bu kadar kolay yönlendirilir diyorsun. O halde şimdi size demek gerekmez mi, "hadi oradan..."

Azgınların gidişi yakındır

Donald Trump'ın gelmiş geçmiş en kötü ABD başkanlarından biri olduğu su götürmez bir gerçek. Bunu "muhalif" medya da söyledi, ancak gider gitmez "Biden daha kötü" demeye başladılar. İşte tam olarak bu yüzden, neredeyse hiç kimsenin değerlendirmesini okumuyorum, izlemiyorum. Çünkü çelişki içerisindeler ve körü körüne bir ideolojinin peşindeler. Daha önce Putin'e "akıllı adam" diyen Trump, savaş sırasında sorulan sorular karşısında yine aynı sözleri tekrarladı ve "ben olsam ben de Ukrayna'ya girerdim" gibi bir söz söyledi. 

Görünüşe bakılırsa sıra, bazılarımızın ikide bir "satranç ustası, zeki adam, güçlü adam" diye övdüğü Putin'e geliyor. Ne kadar üzücü ve utanç verici değil mi, "güçlü" diye övülenlerin gitmesini savunanların, kendisiyle çelişerek yine bir başkasına "güçlü" diyerek övmesi. Aynısı suç örgütü elebaşlarında da oldu, burada yazdım, tekrarlamayacağım.

Şimdi söyleyin, biz kendimizi, gerçeği bırakıp da, ekrana bakıp, kimin görüşlerine değer verelim?